Gaziantep’e gitmek üzere saat 22:15 İzmit Halkevi Durağından ( Asya Otel Karşısı )  yolculuğumuza başlıyoruz.

Yolda alacağımız (ekstra) kahvaltımızın ardından zengin kültürü ile dikkat çeken Gaziantep’e ulaşıyoruz. Kale-i Füsus ya da Kefen Kalesi olarak adlandırılan Gaziantep (Ayıntap) Kalesini panoramik olarak görüp tarihi çarşılarda gezimize başlıyoruz. Tarihin içinde bakır sesleri ile teknolojiye direnen Bakırcılar Çarsısından geçerek Almacı Pazarını, Zincirli Bedesteni görüp 17.yüzyılda Tekke Camii Külliye binası içinde kahve-kütüphane olarak kullanılan günümüzde Tahmis Kahvesi olarak anılan mekânda Sütlü Menengiç kahvelerimizi içerek kısa bir mola ile serbest zaman veriyoruz. Sonrasında Tütün Hanı’na giderek burada yeraltında bulunan ve su dağıtım şebekesi olan kastelleri görüyoruz. Alış-veriş için verilen serbest zamanda bakır, baharat, Antep fıstığı, sedef kakma, baklava alışverişlerimizi yaptıktan sonra Birecik Barajı’nın suları altında kalan tarihi Zeugma Antik Kenti’nden çıkarılan mozaiklerin sergilendiği Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesi’ni ziyaret edeceğiz. Burada rehberimizin yapacağı anlatımlar ardından Gaziantep’e veda edip Halfeti’ye doğru devam ediyoruz. Dileyen misafirlerimizle sular altında kalmış Halfeti’de Fırat Nehri’nin kenarında bizi bekleyen teknemiz ile güzel bir yolculuğa çıkıyoruz. Tekne turumuza eski bir yerleşim birimi olan Rum Kale'nin ve sular altında kalan minaresi ile ünlü Savaşan Köyü’nün kalıntılarını görme fırsatı bulacağız. (Ekstra). Tekne turumuzu tamamlıyor ve siyah gülleriyle ünlü Halfeti'ye çıkıyoruz. Halfeti'den ayrıldıktan sonra Şanlıurfa’daki otelimize yerleşiyoruz.

*Güzergâhımız üzerinde uygun bir tesiste alınacaktır (Ekstra)

*Öğle Yemeği: Gaziantep’te serbest ya da menü olarak alınacaktır. (Ekstra)

*Akşam Yemeği: Otelde açık büfe ya da set menü olarak alınacak olup tur ücretine dâhildir.

Otelimizde alacağımız kahvaltımızın ardından Eyyübiye mahallesinde bulunan ve sabrın timsali olarak kabul edilen peygamber Hz. Eyyûb’un çile çektiği mağarayı ziyaret edeceğiz. Rehberimizin anlatımı sonrasında vereceğimiz kısa serbest zamanın ardından dünyanın ilk üniversitesinin bulunduğu Harran'a geliyoruz. Dünya'da sadece 3 bölgede bulunan konik kubbeli evleriyle koruma altına alınmış olan Harran'da; Ulu Cami Kalıntıları, Höyük, Şehir Surları, Kale, Geleneksel Harran Evlerini görüp bir tanesine misafir oluyoruz. Ardından 1986 yılında tarlasını karasabanla sürerken bulduğu bir taş bloğu Urfa müzesine götüren çiftçi Şavak Yıldız sayesinde bulunan Göbekli Tepe ören yerine ulaşıyoruz. 12 bin yıllık tarihi ile dünyada bilinen ilk insan yapımı megalit yapıların bulunduğu, dünya üzerinde tüm bilim, tarih ve arkeoloji ile uğraşan insanların ilgi odağı konumunda olan Göbeklitepe, UNESCO tarafından 2019 yılında Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınmıştır. İçerisinde bulunan yapıların ne amaç ile yapıldığı hala çeşitli çevreler tarafından tartışma konusu olan ve hala net bir açıklama getirilememiş olan, 25 yıllık kazı çalışmaları sonucunda sadece %20 lik bir kısmının toprak üzerinde sergilendiği bir ören yeri olan Göbekli Tepe’yi ziyaret ediyoruz. Göbekli Tepe’den kafamızda birçok soru işareti dolu olarak ayrılıp Urfa merkeze gidiyor ve ülkemizin en modern müzelerinden Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi gezimizi gerçekleştiriyoruz.  Balıklı Göl, Halil-ül Rahman Gölü ve Camii, Ayn-ı Zeliha Gölü, İbrahim Peygamber Makamı, İbrahim peygamberin ateşe atıldığına inanılan yeri görüp, Rızvaniye Camii, Mevlid-i Halil Camii’ni ziyaret ediyoruz. Şanlıurfa’nın meşhur isotunu ve diğer yöresel ürün ve baharatlarını bir arada bulup alabileceğimiz bir tesiste alışverişlerimizi yaparken biraz soluklanıyoruz. Sonrasında Kapalı Çarşı, kilimciler, İsotçular, demirciler, bakırcılar çarşıları ve Gümrük Han'da vereceğimiz serbest zaman içerisinde Urfa çarşılarının otantik dokusunu keşfedebilirsiniz. Serbest zamanımızın ardından otelimize geçiyoruz. 

Bu akşam otel konaklamamız oda- kahvaltıdır. Otelde akşam yemeği tur ücretine dâhil değildir. Dileyen misafirlerimizle birlikte Şanlıurfa'nın vazgeçilmezi yemekli sıra gecesine katılıyoruz. Sıra gecesinde karışık kebaplarımızı yiyip, mırramızı içip, katmer tatlısının ve çiğ köftenin tadına bakıyor, yöresel müzik ve oyunlarla eğlenceye tam hız devam ediyoruz. (Ekstra)

*Sabah Kahvaltısı: Otelde Açık Büfe Ya Da Set Menü Olarak Alınacak Olup Tur Ücretine Dâhildir.

*Öğle Yemeği: Kasr-ı Ala Restoranda Serbest ya da Menü Olarak Alınacaktır. (Ekstra)

*Akşam Yemeği: Sıra Gecesinde Alınacaktır. (Ekstra)

Otelimizdeki kahvaltımızın ardından Viranşehir ve Kızıltepe üzerinden Mardin’e ulaşmak üzere yola çıkıyoruz. Güzergahımıza yakın bir noktada bulunan Göbeklitepe’dekilere benzer 250 tane T biçimli dikilitaşın keşfedildiği, günümüzden yaklaşık 11.500 yıl öncesine tarihlenen ve Göbeklitepe’deki hayvan kabartmalarının aksine insan betimlemelerinin bulunduğu Karahan Tepe ören yerini ziyaret ediyoruz. (Ziyaret kapsamını alandaki arkeolojik kazılar belirleyecektir.) Mardin’de alacak olduğumuz öğle yemeğimizin ardından dinlerin ve dillerin buluştuğu, Süryani'sinden, Arabına birçok farklı kültür ve inanç bileşimi olan Mardin, taş işçiliği ve kentsel dokusu ile ziyaretçilerini büyülüyor. Kentsel sit alanı olan ve koruma altına alınan Eski Mardin'de gezimize öncelikle Kasımiye Medresesi’nden başlayacağız. Medresenin avlusunda bulunan küçük havuzu yapıya serinlik katmakla birlikte Selsebil adı verilen çeşmenin anlatımını rehberimizden dinlediğinizde bir kez daha büyüleneceksiniz. Sonrasında Ulu Cami’ye doğru yürüyüşümüze başlıyoruz. Dar ve taş sokaklarda çarşıların arasından yapacağımız yürüyüşümüz sonrasında Mardin'in büyük camisi olan Camii Kebir olarak da bilinen Ulu Cami’yi ziyaret ediyor ve bir şiir misali okunacak olan minaresinin anlatımını dinliyoruz. Daha sonra belediye temizlik işlerinin -eşekler- ile yapıldığı daracık sokakları görüp, tarihi evlerin altında birer tünel gibi sokakları birbirine bağlayan Abbaraların altından geçerek yürüyüşümüze devam ediyoruz ve serbest zaman veriyoruz. Sonrasında Deyr-ul Zafaran Manastırı’na gidiyoruz. Süryanilerin 1000 yıldan fazla bir zaman Patrikhane merkezi olan Deyrul Zafaran Manastırı’nı gezerken 4000 yıllık Güneş tapınağını (Sin tapınağını) Şifahaneyi, Kilisesini ve Vaftizhanesini dolaşıp Roma İmparatorluğu’nun bölgedeki en önemli askeri üslerinden biri olmakla birlikte baraj ve sarnıç siteminin dünyada ilk kullanıldığı kentlerden biri olan Dara Antik Kenti’ni görmek üzere yola çıkıyoruz. Mağara evleri, sarnıçlarını, nekropol alanını görüyor, yemyeşil sarmaşıkların altında yöreye özgü buz gibi naneli ayranının tadına baktıktan sonra Beyazsu Vadisinin doyumsuz manzarası içinde yapacağımız yolculukla otelimize ulaşıyoruz. 

*Sabah Kahvaltısı: Otelde Açık Büfe ya da Set Menü Olarak Alınacak Olup Tur Ücretine Dâhildir.

*Öğle Yemeği: Mardin Dostlar Sofrasında Serbest ya da Menü Olarak Alınacaktır. (Ekstra)

*Akşam Yemeği: Otelde Açık Büfe ya da Set Menü Olarak Alınacak Olup Tur Ücretine Dâhildir.

Otelde alacağımız kahvaltımızın ardından Cizre’ye doğru yola çıkıyoruz. İlk durağımız terkedilmiş bir Ezidi köyü olan Mağara Köyü’ne ulaşıyoruz. Bu kadim toprakların kadim bir inancı olan Ezidilik’in hem dini inanışlarını hem kültürünü hem de gelenek ve göreneklerini aracımızda rehberimizin anlatımları ile öğreniyoruz. Mağara Köyü’ne ulaştığımızda Ezidilerin rengârenk örtülerle süslemiş oldukları ilginç mezarlıklarını ziyaret ederken bu kadim kültürün izlerini gözlemleme imkânı bulacağız. Köyden ayrılırken yolumuzun üzerinde mevsimsel olarak denk geldiğimiz takdirde koçerlerin (göçebeler) kurmuş oldukları obalarını da görme imkânımız olabilmektedir. Mağara Köy’den ayrıldıktan sonra yine bu toprakların en kadim halklarından biri olan Süryanilerin az sayıda da olsa halen yaşadıkları bir Süryani köyü ziyaretimizi gerçekleştireceğiz. Haberli (Bsorino) Köyü’ne yapacak olduğumuz ziyaretimiz sırasında bir Süryani manastırını da gezmeyi ihmal etmiyoruz. Küçük bir köy olmasına rağmen köy içerisinde 25 adet kilisenin bulunması zamanında bu köyün Süryani cemaatinin dini merkezi olduğunun somut göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Manastır görevlisinden Süryanilik ve manastır ile alakalı bilgiler aldıktan sonra yolumuzu İdil’e çeviriyoruz. İdil’de bulunan ve Hristiyanlık tarihi için çok önemli bir yeri olan, farklı mimarisiyle ilgi uyandıran MS:57 yılında inşa edilmiş dünyanın ikinci kilise yapısı olan İdil Meryem Ana Kilisesi’ni de ziyaret listemize alıyoruz. Sonrasında Cizre merkeze dönerek merkez içerisinde bulunan gezi noktalarımızı sırasıyla ziyaret ediyoruz. Öncelikle Kürt edebiyatının en önemli eseri olan Mem-u Zin’in türbesini ziyaret edeceğiz. Bu ziyaretimiz sırasında sizlere kavuşamayan bu iki aşığın hikayesini, iki genç arasında yaşanan bu aşkın nasıl ilahi aşka dönüştüğünü rehberinizden dinleyebileceksiniz. Türbe ziyaretimizin ardından yine bölge mimarisinden çok farklı bir mimari tarzda yapılmış olan Cizre Ulu Cami’yi ziyaret edeceğiz. (Restorasyon sebebiyle kapalı olması halinde ziyaret edilemeyecektir.)  Ardından Cizre’nin bir zamanlar güvenlik gerekçesi ile Dicle Nehri’nin akış yönü değiştirilerek oluşturulmuş olan bir ada şeklinde olduğunun ispatı olan şehir içerisindeki altından su geçmeyen 10 gözlü köprüyü fotoğraflayacağız. Sonrasında Cizre şehir merkezinde öğle yemeği ve alışveriş imkânı bulabileceğiniz bir serbest zamanınız olacaktır. Serbest zamanımızın ardından yukarıdan bakıldığında bir gemi şeklinde yapılmış olan Cizre’nin etrafını çepeçevre saran lakin günümüze çok az bir kısmı ulaşmış olan şehir surlarına doğru geçiyoruz. Berce Belek ismi ile anılan bu bölgede Dicle Nehri kenarında keyifli dakikalar geçireceğimiz bir serbest zamanımız daha olacaktır. Öğleden sonraki saatlerimizde şehir merkezinin farklı bir köşesinde bulunan ve tüm kutsal metinlerde kıssası/hikayesi geçen tufan olayının kahramanı olan Hz.Nuh peygamberin türbesini ve dünyanın ilk robotik biliminin öncüsü olan El-Cezeri’nin mezarını ziyaret edeceğiz. Ziyaretimizin ardından yapılan yeni restorasyonu ve yine farklı mimarisiyle şehrin öne çıkan yapılarından biri olan Kırmızı Medrese’yi de göreceğiz. Ziyaretlerimizin ardından günümüzün en renkli ve güzel dakikalarını geçirmek üzere sizleri bölgenin ozanlık, aşıklık kültürünün halen yaşatıldığı bir konağa götüreceğiz. Dengbej Evi. Dengbejlik kültürü bölgede hala devam eden ozanlık ya da aşıklık geleneğinin benzeri olan bir kültürdür. Farklı enstrümanlarıyla türkülerini icra eden dengbejler türkülerinde anlattıkları hikayelerle toplumun hem aynası hem de kültür mirasının önemli bir parçası konumunda olan sanatçılar olmuşlardır. Burada geçireceğimiz keyifli dakikaların ardından sivil mimarinin en güzel örneklerini görebileceğimiz Midyat’a ulaşıyoruz. Midyat’ta yörenin en bilinen el sanatı olan telkâri hakkında bilgi almak üzere bir atölyeyi ziyaret edeceğiz. Çarşıda verilen serbest zamanda birçok dizinin çekim alanı olan Midyat Konukevi’ni ziyaret edebilirsiniz. Gezilerimizin ardından alışverişlerinizi tamamladıktan sonra otelimize yerleşiyoruz. 

*Sabah Kahvaltısı: Otelde Açık Büfe ya da Set Menü Olarak Alınacak Olup Tur Ücretine Dâhildir.

*Öğle Yemeği: Bölge Restoranlarında Serbest ya da Menü Olarak Alınacaktır. (Ekstra)

*Akşam Yemeği: Otelde Açık Büfe ya da Set Menü Olarak Alınacak Olup Tur Ücretine Dâhildir.

Değerli Misafirlerimiz; sabah kahvaltı sonrası Dicle Nehri üzerine kurulan Ilısu Barajı nedeniyle sular altında kalan Hasankeyf’e ulaşıyoruz. Eski Hasankeyf’i panoramik olarak gördükten sonra sular altında kalmaktan kurtarılan eserleri de görebileceğimiz kısa bir fotoğraf molası vererek Batman’a hareket ediyor ve öğle yemeğimizi alıyoruz. Yemekten sonra Batman ilimizin Raman Dağlarını panoramik olarak görüp Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde bulunan türkülere konu olmuş Malabadi Köprüsü’nü ziyaret ediyoruz. Artuklu döneminde yapılan bu devasa köprü Evliya Çelebi Seyahatname ’sinde köprünün altına Ayasofya’nın kubbesinin bile girebileceğinden de bahsetmiştir. Bu ihtişamlı köprüyü fotoğraflayarak Diyarbakır’a ulaşıyoruz. Sur içinde bulunan İslamiyet’in beş Harem-i Şerifinden birisi olarak kabul edilen Mor Thoma Kilisesi’nin çevrilmesiyle yapılmış Ulu Cami’yi ziyaret ediyoruz. Ulu Camii gezisi sonrası Diyarbakır’ın ikonik yapıları olan Dört Ayaklı Minare ve Hasanpaşa Hanı’nı ziyaret ediyoruz. Dileyen misafirlerimizle Sülüklü Han’da yorgunluk çayımızı içtikten sonra Keçi Burcu, meşhur Diyarbakır surları, Gazi Köşkü’nü, Hevsel Bahçeleri’ni ve türkülere konu olmuş Kırklar Dağı’nı panoramik olarak görüp On Gözlü Köprü ’ye geliyoruz. Kısa bir fotoğraf molası ardından Yaş 35 ve Haydi Abbas- şiirlerinin yazarı Cahit Sıtkı Tarancı’nın doğduğu evi gezip (Restorasyon sebebiyle kapalı olması halinde ziyaret edilemeyecektir.) tarihi Diyarbakır evlerinin en güzel örneklerinden biri olan bu evde dört mevsim odalarını görüp geçireceğimiz zamanın ardından otelimize hareket ediyoruz.

*Sabah Kahvaltısı: Otelde açık büfe ya da set menü olarak alınacak olup tur ücretine dâhildir.

*Öğle Yemeği: Batman ya da Diyarbakır’da alınacaktır. (Ekstra)

*Akşam Yemeği: Otelde açık büfe ya da set menü olarak alınacak olup tur ücretine dâhildir.

Sabah kahvaltı sonrası Siverek- Gerger istikametiyle Kâhta’ya ulaşıyoruz. Nemrut Dağı’na çıkmak üzere bizleri bekleyen minibüslerimize biniyoruz. (Ekstra) Daha sonrasında Kahta üzerinden deniz seviyesinden 2100 m yükseklikte bulunan Nemrut Dağı’nın zirvesine ulaşıyoruz. Kommagene kralı Antiokhos adına yapılan tümülüsü ve Doğu-Batı teraslarını, burada bulunan devasa heykelleri görüyoruz. Tekrar minibüslerimize binerek Kommagene krallarının yazlık başkenti olan Arsemia'yı panoramik görerek Roma İmparatorluğu’nun efsanevi IX. Lejyonunun inşa ettiği Cendere Köprüsü’ne ulaşıyoruz. Burada yapılan anlatımlar ve çekilen fotoğrafların ardından Karakuş Tümülüsü’ne geliyoruz. Muhteşem bir manzara içerisinde rehberimizin yapacağı anlatımlar ardından Adıyaman üzerinden dönüş yolculuğumuza başlıyoruz.

*Sabah Kahvaltısı: Otelde açık büfe ya da set menü olarak alınacak olup tur ücretine dâhildir.

*Öğle Yemeği: Bölge restoranlarında alınacaktır. (Ekstra)

*Akşam Yemeği: Güzergâh üzerinde uygun bir tesiste alınacaktır. (Ekstra)

Değerli Misafirlerimiz, gece yolculuğumuz Bolu, Düzce, İzmit ve İstanbul istikametinde devam ederek sizleri almış olduğumuz kalkış noktalarında bırakıyoruz. Bir sonraki ANDANTE TOUR seyahatinizde görüşmek dileğiyle vedalaşıyoruz.